31 Mart 2010 Çarşamba

1 Nisan...

1 Nisanın Tarihçesi; 15. yüzyılın sonlarında, Haçlı ordusu Endülüs Müslümanlarının son kalesini kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale korunabilmektedir. Durumun zorluğunu anlayan Haçlı ordusunun komutanı değişik taktikler düşünmektedir.

En sonunda 31 Mart gecesi Kalenin önüne giderek bir elinde Kur'an bir elinde İncil ''Şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım'' der. Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi teslim ederler.

Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir. Bunun üzerine Müslümanlar ''Yemin etmiştiniz, bize söz vermiştiniz'' dediklerinde, Haçlı ordusu komutanı ''Benim sözüm size dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur'' diye cevap verir ve bütün Müslümanlar orada Şehit edilir.

İşte o gün bugündür 1 Nisan Hıristiyanlar arasında Hile Günü olarak kutlanmaktadır. Maalesef Hıristiyanları taklit etmeyi modernleşme sanan gafil Müslümanlar arasında da yaygınlaşmış, yüzlerce, binlerce müslümanın katliam günü olan 1 Nisan'lar, bir şaka günü olarak kutlanmaktadır.

Dinimiz, inancımız tüm yaşamımızı ve varlığımızı kuşatmalı ki, başka bir şeylere yer ve gerek kalmasın. Bize, inancımıza ait olmayan şeyler bizde yaşıyorsa; tek sebebi BOŞLUK! İnancımızı yaşamazsak, gün gelir yaşadıklarımıza inanmaya başlarız. Hayat boşluk tanımıyor muhakkak bir şeyler o boşluğu dolduruyor.

Ağacı görmek istediğin yere fidanı dikmelisin..

Not: Bu bilğiyi benimle mail yoluyla paylaşarak bilğilendirdiği için; Sevgili Amcama şükranlarımı sunuyorum. :)

27 Mart 2010 Cumartesi

Ey mü'min...



''Ya Muaz! Peygamberini kendine örnek al ve amellerinde eksiklik olsa bile sakın kesin imandan şaşma. Müslüman kardeşlerine dil uzatma, işlediğin günahları üzerine al, onları başkalarına yüklemeye kalkışma. Müslüman kardeşlerini kötüleyerek kendini temize çıkarma. Başkalarını aşağılarak kendini yükseltmeye girişme ve işlediğin amelleri gösteriş için yapma.''







Muaz Bin Cebel(ra) ile, Peygamber Efendimiz (sav)bir yolculuk esnasında; Muaz(ra)dan gelen talep üzerine Efendimizin paylaşmış olduğu hadisi şerifden kısacık ama çok manidar bir alıntıdır. Nasihat Muaz(ra) üzerinden bizlere....Allah (cc) amel edebilmeyi nasip eylesin.(Amin)


24 Mart 2010 Çarşamba

Nazargâh-ı İlâhi



Ya incittiğin, kırdığın gönlü Allah seviyorsa...! Resulullah seviyorsa...! Hatta ''Yer ve Gök'' dahi seviyorsa...! Nerden bileceksin? bilmiyorsunki; Bilseydin Ödün Kopardı Kırmaktan...





23 Mart 2010 Salı

Efendimizden Bir Dua:

Allah'ım! Hatalarımla aramı, doğuyla batının arasını açtığın gibi aç!



Ne kadar rahatlatıcı ve hatalardan uzaklaşmak konusunda ne kadar da ümid dolu bir dua. Bu duayı bir güzel gönül benimle paylaştığı an; o kadar eminlik hissetmiştim ki kendimde, Allah (cc) izniyle bir daha hatalara düşmeyeceğimden emindim. Bu dua hatalarla aramızda bir nevi kalkan hükmünde...


5 Mart 2010 Cuma

Takvâ'nın özü:

Însanın zihnini kendisini ilğilendirmeyen şeyleri düşünmekten alıkoymasıdır. Zihin önemsiz ve ilğisiz konulara takıldıkça insan ona karşı çıkıp kendisini asıl önemli konulara çekmelidir. Cihâdın en zoru ve üstünü budur. İnsan namaz dışında bu görevi yapmazsa namaz sırasında bunu başarabileceği çok şüphelidir.


İbadetin eksikliği niyetin samimiyetine, amelin eksiksiz derecede salih olabilmesi alçakgönüllü olmaya, bunların her ikisinin eksiksiz olabilmesi dünyadan uzak durmaya, her üçünün eksiksiz olabilmesi, Ahireti düşünüp o konuda üzüntü duymaya, Ahireti düşünüp o konuda üzüntü duymanın eksiksiz olabilmesi de devamlı şekilde ölümü hatırda tutup günahlar üzerinde düşünmeye bağlıdır.


Sakınmak


Hasta olurum korkusu ile helalden uzak durduğu halde cehenneme girerim korkusuyla haramdan sakınmayana hayret doğrusu.