31 Aralık 2010 Cuma

Evliya Allah'ın Kitabıdır

Havariler Hazreti İsa(as) dan evliyayı tarif etmesini istediklerinde şöyle buyurmuştur:


Evliya Allah'ın kitabıdır. Allah'ın kitabıyla konuşur, kitapla söyler. Kitabın manası onlarla anlaşılır ve gerçekleşir; onlar kitapla bilinir. Kitabın hükmü onlarla kaim ve bâkidir. İnsanlar dünyanın dış yüzündeki süsüne, onlarsa hakikatlerine bakarlar. İnsanlar bu dünyayı gördüklerinde, onlar dünyanın geleceğinde müşahede ederler. Onlar dünyada kendilerini helak edecek şeyi helâk ederler ve kendilerini kısa sürede terk eden mâsiva metaını terk ederler. Onların zikirleri susmak, sevinçleri hüzündür. Onlar dünyanın kendilerine yüz döndürecek hallerinden yüz çevirirler. Hak yönünün gayrısından yüz gösteren eşyayı görmezden gelirler. Dünyanın metaı onların indinde eskimiştir., mamurluğu harap olmuştur, tamir etmezler. Dünyanın akıl alıcı sevgililerinden gönülleri alaka kesmiştir. Ahireti tahrip ederek dünya evini imara kalkışmazlar. Daima ölüm zikrini diriltir, hayat zikrini öldürürler. Cenab-ı Hakk'a gönül bağlamakla zikrine devam ederler, masivadan kaçınırlar. Cenab-ı Hakk'ın tecelli güneşinden aydınlanır ve Rab nuruyla halkı ışıklandırırlar.

-Seyyid Hafız Ahmed Mahir Efendi-



30 Aralık 2010 Perşembe

Hissi İşlenmesinden Ziyade Olan

İbn Mesud Hazretleri(ra.):


Bir mü'min işlediği günahları üzerine yıkılacak kadar korkunç bir dağ gibi görür. Münafıksa onu üzerine konmuş da hareket edince uçup gidecek bir sinek gibi küçümser. buyurdu.

Denilmiştir ki:

Taat küçük görüldükçe büyür, masiyet büyütüldükçe küçülür.


27 Aralık 2010 Pazartesi

Ambardaki Fare Deliklerini Kapatalım

Biz şu dünya ambarında buğday topluyoruz. Fakat topladığımız buğdayları kaybediyoruz. Bir gün aklımızı başımıza alıp da buğdayın böyle azalmasının, kaybolmasının ambara giren fareden ve onun hilesinden ileri geldiğini anlamıyoruz.

Ey Hak talibi can, önce ambara giren fareden kurtulma çabasını ara, ondan sonra buğday ölçeğini omuzla. Eğer ambar faresinin hilesi yoksa bizim kırk yıllık amelimizin buğdayı nerede? Bu kadar
zamandır doğruluğumuzun, amellerimizin hasılı niçin ambarımızı doldurmadı?

Mevlana diyor ki; gönül evini, amellerinle ve amellerinin sonucu oluşan huzurla, feyizle, nurla dolduruyorsun. Fakat şeytan ve onun içteki casusu nefis, fare misali gönlünde delikler açmışlar. Sen manevi kazanç elde ettikçe o deliklerden girip o kazanımlarını götürerek boşa çıkartmaya çalışıyorlar. Sen de sanıyorsun ki bu kazanımlarım gönül evimde kalıyor, ahiret sermayesi biriktiriyorsun. Hayır, o deliklerden kazandığın sermaye sessizce geldikleri gibi gidiyorlar. Eğer böyle olmasaydı yaptığın bunca amel seni şimdiki halinden daha güzel bir hale dönüştürürdü. Ahlakın her geçen gün daha da güzelleşir ve kurbiyyet adına hep ileriye doğru giderdin...


26 Aralık 2010 Pazar

Kişinin Kendi Hatalarını Bilmesi


Beni israil zahidlerinden biri, her sene yalnız altı gün dışında, yetmiş senesini oruç tutarak geçirmiş. Bir gün Cenab-ı Hakk'a şeytanın nasıl aldattığını öğrenmek için dua etmiş. Duasında ısrar etmişse de dileği kabul edilmemiş.

Bir kere dönüp ''kendi hatalarımı bilsem daha iyi olur'' diyerek istiğfar edince, Cenab-ı Hak derhal bu son istiğfarının yetmiş senelik ibadetinden daha makbul olduğunu bildirmiş ve basiretini açarak şeytanın aldatma şekillerini kendine göstermiş.


Çeşm-i insaf gibi kamile mizan olmaz
Kişi noksânını bilmek gibi irfan olmaz



23 Aralık 2010 Perşembe

Allah'a Giden Yollar Mahlukatın nefesleri Sayısıncadır


Nefesler Hak Teâlâ'nın biçtiği kaderin zarflarıdır. Her bir nefeste nimet, belâ, tâat ve masiyetten her ne takdir olunmuşsa, elbette onu Cenab-ı Hak ortaya çıkaracaktır.

Nefesin canı var tutmayana ziyanı var.

Bu söz, insana ait sayılı nefeslerin, kaderinin zarfları olduğunu belirtir. Nefesler insana verilmiş emanetlerdir, çünkü ömür sermayesidir, izzet ve saadet mayasıdır. Onun daralması ölümdür, genişlemesi ise hayat...

Ezelde yazılmış olan kaderin hükümleri, kulun işlerinin teferruatını kaplayıp kuşatmıştır, onların hepsi ilahi hakları gerektirir. İlahi hakların insan nefesleriyle ortaya çıkmış olması, insan nefeslerinden ahirette hesap sorulması icap ettirmiştir. Bu durum nefeslerin dünya işlerinde Allah rızasına uygun olarak harcanmadığında, kişinin cezaya ugramasını gerekli kılar.

Şu halde edepli kul, her nefese edebini korumalı ve Rabbini düşünmelidir ki, bütün işlerinde Hak yolunda gidebilsin ve kutsi nefes sahiplerine uyabilsin.


Atâullah İskenderi


22 Aralık 2010 Çarşamba

Kul İhtiyarsız ve İradesiz Olmalı


Hâcegândan Abdülhâlık Gücdevâni Hazretlerinin huzuruna yeni bir mürid gelip dedi ki:

Kıyamet gününde cennetle cehennem arasında seçme hakkına sahip olsam, nefs arzusuna uygun olduğundan cenneti değil, nefs rızasına ters düştüğü için cehennemi seçerim.

Şeyh Hazretleri şöyle buyurdu:

Ey Derviş, cehennemden evvel susmayı ihtiyar et, bencil iradeni göstererek edepsizlik etme. Cennet Cenab-ı Hakk'ın cemal tecellisinin yeridir, cehennem ise celal yeridir. Kulunu bu iki yerden birinde bulundurmak Hakk'ın işidir. Mürid ise ihtiyarsız ve iradesiz olur, O'nun iradesine bağlı kalır.





20 Aralık 2010 Pazartesi

Huylar Bulaşıcı, Yakınlık Maneviyat Hırsızıdır


Hazreti İsa(as.): Ölüyle oturmayın ki, gönülleriniz de ölmesin! dediğinde;

Ölü kimlerdir? diye soranlar:

Dünyayı sevenler ve geçici dünya süsü olan hallerden hoşlananlardır! cevabını almışlardır.

Hadisi Şerifte mealen buyuruldu: Ümmetim için en korktuğum şey, gafilleri görmekten ve katı kalplilerin arasına karışmaktan meydana gelen za'f-ı yakîndir. yani kesin imanın zayıflamasıdır.

Atâullah İskenderi


17 Aralık 2010 Cuma

Kendimize Merhametli miyiz?


İnsanın kendine merhamet etmesi, Allah'ın(cc.) yasakladıklarını terk etmesi, günahlarına tevbe etmek suretiyle kendini azaptan esirgemesi, Allah'ın(cc.) emirlerini, ibadetlerini yerine getirmesidir.


16 Aralık 2010 Perşembe

Yolda Olmak


Yola gireceğim diyorsun. Yolda olmak nedir biliyor musun?

Yolda olmak nedir, O'ndan öğren. En güzel yoldaştan öğren. En güzel yoldaki.

Bir yolda olmak sonuna kadar yoldan sapmamak demek.

Yol nereye çıkarsa; uçuruma varsa düşünmeden atlamak, denize varsa düşünmeden dalmak demek.

Isınsa sıcağında kavrulmak, soğusa yolla birlikte üşümek demek. İncelse yol kadar incelmek. Büyüse yol kadar büyümek kocaman olmak demek. Yolda olmak demek, yolda ölmek demek...


14 Aralık 2010 Salı

Düşüncen Hayır mı Şer mi?



Kalbe gelen bir düşüncenin hayır mı şer mi olduğunu ayırt etmek istersen, nefsin meyline bak. Eğer nefs, o fikre karşı tabii bir meyil duyuyor ve onu yapmayı arzuluyorsa, o şerdir. Çünkü nefs, hayra tabi olarak bir şeye meyletmez. Kalbine doğan düşünceler eğer Allah'ın adının anılmasıyla zayıflıyorsa şeytandandır. Çünkü şeytan, Allah'ın zikrine karşı dayanamaz.



12 Aralık 2010 Pazar

İbadet Etmeyi Boş Vakte Bırakmak

Hakk'ın rızasını kazandıracak amelleri, dünya işlerinden arta kalan boş zamanlara bırakman şeytan aldatmaları gibi olduğundan ahmaklıktır.

ilk olarak dünya işlerine öncelik tanımak ve ahiret amellerine tercih etmek, fani hayatı seçerek ebedi hayatı geriye atmaktır. ''Siz dünya hayatını seçiyorsunuz. Halbuki ahiret daha hayırlı ve devamlıdır.'' (A'lâ suresi 16)


Amelleri kesinlikle belli olmayan boş zaman ve geleceğe bırakmak, şimdiki zamanı kaybetmek ve boşa vermektir.


Boş vakitte niyet zayıflığı ve değişikliği yüzünden güzel amel işleyememek ihtimali vardır. Bu da fikir öldürmek ve fırsat kaybetmektir.


''Geri bırakanlar helak oldu. Hayırlı işler geriye bırakılmaz.'' Hadisi Şerif






10 Aralık 2010 Cuma

Varlık Nüktesi




Nefesi dikkate almayan hayatı; çakıl taşını dikkate almayan binayı; hücreyi dikkate almayan insanı; habbeyi dikkate alayan kubbeyi; damlayı dikkate almayan denizi gereği gibi idrak edebilir mi?







8 Aralık 2010 Çarşamba

Kimlerle Arkadaş Olmalı


Kötülük yapmakta devam etsen de, hâli senden daha kötü birisiyle arkadaşlık etme! Zira o senin kötülüklerini süsleyip sana iyilik gibi gösterir.



İnsan istifade edip faydalanmak için kendinden daha üstün birilerine yakın olmalıdır. Akranıyla kendisi gibilerle arkadaş olmak, fayda getirmezse de zararlı da olmaz. Lâkin hâl ve söz olarak kendinden aşağı kimselerle arkadaşlık etmenin pek büyük zarar getireceğini bu hikmet belirtiyor. Çünkü kendinden daha aşağı olanlar daima senin ayıbını saklar, iyiliklerini gösterir; böylece seni memnun etmeye çalışır. Övmenin ve saygı görmenin sarhoşu olursun, nefsine hüsnüzannın artar. Amelini de övdüğü için o amellere kanaat edersin ve kalırsın, ilerleyemezsin. Terakkiye ve feyizlere mani olduğu için hataların temeli budur.


Atâullah İskenderi


7 Aralık 2010 Salı

Sene Başı Duası

Rivayet edildiğine göre; her kim Muharrem ayının evvelinde üç kere:

Bismillahirrahmanirrahim,

Elhamdü lillahi Rabbil alemiyn vesselatü vesselamü ala seyyidina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain, Allahümme entel ebediyyül kadiymül hayyül keriymül hananül mennan, ve hazihi senetün cediydetün! Es'elüke fiyhel ismete mineşşeytanirracim ve evliya'ihi vel'avne ala hazihinnefsil emmareti bissui, vel'iştiğale bima yukarribüniy ileyke ya keriymü! yazel'celali vel'ikram, birahmetike ya erhamerrahimiyn, ve sallallahü ve selleme ala seyyidina ve nebiyyina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve ehli beytihi ecmain.



Manası:


Bütün hamdler, alemleri Rabbi olan Allah'a aittir! Salatü selam Efendimiz Muhammed'in ve Al-i Ashabının tamamının üzerine olsun!

Ey Allah'ım! Sen Ebedi'sin, Kadim'sin, (başlanğıcın ve sonun yoktur)Hayy'sın, Kerim'sin, (hakiki hayat sahibi de ancak sensin!) Hannan'sın, Mennan'sın,(son derece acıyan ve çokca lütuflarda bulunan Rabbimizsin!)

işte bu yeni senedir! Ben bu sene Senden dilerim ki beni kovulmuş şeytandan ve onun dostlarından koruyasın, kötülüğü çokca emreden bu nefse karşı bana yardım edesin ve beni Sana yaklaştıran amellerle meşgul edesin.

Ey kerem sahibi! Ey Celal ve ikram sahibi! Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetinle kabul eyle!

Allah'u Teala, Efendimiz ve peygamberimiz Muhammed (sav.)e, Al-i Ashabına ve Ehl-i Beyt'inin tamamına salat ve selam eyleyesin! derse,


şeytan:

biz bu kişiden ümidi kestik! der ve Allah(cc.) ona, kendisini sene boyunca koruyacak iki melek görevlendirir.




Hatalarımızdan, Günahlarımızdan Hicret Edebilmemiz Duasıyla;
Hicri yılbaşımız, yeni yılımız mübarek olsun!


6 Aralık 2010 Pazartesi

Sene Sonu Duası

Rivayet olunduğuna göre; Her kim zilhicenin sonunda üç kere:

Bismillahirrahmanirrahim,

ve sallahü ala seyidina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellem, Allahümme ma alimtühü fiy hazihisseneti mimma neheyteni anhü velem terzahu ve nesiytühü velem tensehu ve halümte aleyye bağde kudretike ala ukugbeti ve da'avteniy ilettevbetiy minhü bağde ceraetiy ala ma'siyetike, Allahümme feinniy estağfuruke minhü fağfirliy vema alümtü fiyhi min amelin terzahu ve veadteniy aleyhissevabe fe'es'elüke Allahümme ya kerim yazel'celali vel'ikram en tekbelahu minniy vela tek'tea reca'iy minke ya keriymü ve sallallahü ala seyyidina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim.


Manası:


''Ey Allah'ım! Senin razı olmayıp beni nehyettiğin şeylerden bu sene her ne yaptıysam, ben onları unuttum, Sen unuttmadın. Bana ceza vermeye kadirken mühlet verdin ve ben sana karşı gelme cüreti göstermişken beni tevbeye davet ettin.

Ey Allah'ım! ben bütün bunlardan dolayı Senden mağfiret diliyorum. Beni bağışla!

Ey kerim sahibi! Ey celal ve ikram sahibi! Senin razı olup bana sevap vaadettiğin hangi amelleri bu sene işlediysem, Senden dilerim ki, onları kabul edesin ve Senden ümidimi kesmeyesin!

Ey kerem sahibi, kabul eyle! Efendimiz Muhammed'e ve al-i ashabına salatü selam eyle!'' derse,


şeytan:

''Biz bir sene yorulup bu günahları işletmek için zahmet çektik, o bir anda hepsini sildirdi!'' deyip yüzüne toprak saçarak kaçar.


Bugün Zilhicce'nin son günü senenin sonu, yarın ise yeni bir yıl Muharrem'in ilk günü Hicri yılbaşı oluyor.

5 Aralık 2010 Pazar

Hakk'a Yol Almak



Şeriat, dışı pis olan kimseyi camiye girmekten men ederse; hakikat, gerçekten pis olan gafilleri vahdet sofrasına, Hak huzuruna sokar mı?

3 Aralık 2010 Cuma

Kalbin Verâsı ve Zikir

İşlediğimiz hatalardan dolayı içimiz kan ağlasa bile o hatalara devam ediyorsak, bedenimiz verâ halinde değil demektir. Bedenimiz şüpheli şeylerden uzak dururken kalbimiz yine boş şeylerle meşgulse, Allah'ı anmıyorsa, bu sefer de kalbimiz verâyı terk etmiş demektir.


Yahya Bin Muaz (k.s.) demiştir ki:


Verâ iki şekilde olur: Biri bedenle olur. Bu, kulun sadece Allah'ın rızasına uygun olan amelleri yapmasıdır.

Diğeri ise, kalpte olur. Bu da kalbe yüce Allah'tan başka kimsenin girmemesidir.




1 Aralık 2010 Çarşamba

Onların Adâblarından:



Zünnun Mısri Şöyle Buyurur:



Hallerini düzelten istirahat eder, yaklaşmak isteyen yaklaşır, içini temizleyen temiz olur, tevekkül eden güven bulur, üstüne düşmeyen işlerle uğraşan, kendisine gerekli olan şeyleri kaybeder.