11 Ocak 2011 Salı

Mürid ve Muradı


Mürid: sözlükte de tasavvufta da ''irade eyleyen''dir. Kalbini Hakk'a bağlamayı, dünya gurbetinden asıl vatanına dönmeyi isteyendir. Tevhide katılmayı, Allah Teâla'ya vasıl olmayı murat edendir. Bu maksatla bir ''yol'' tercihinde bulunduğu için mürid denmiştir ona.

Müridin tercihindeki sahicilik ve şiddet, bir mürşid-i kâmil kılavuzluğunda yürümeyi dilediği yolun çizgisine, adap ve erkânına riayet hassasiyetinin de ölçüsünü tayin eder. Mürşidine kayıtsız şartsız bağlanması, onun usul ve talimatın itirazsız uyması, başlangıçta irade eylediği maksada ulaşma iştiyakının kaçınılmaz icabıdır. Vuslatı hakikaten isteyen bilir ki ''vûsul(kavuşma), usûl iledir.'' Yol ile giden yol alır. Usule harfiyyen uymak, yola tabi olmak iradesizlik değildir. Bilakis vuslat iradesinin canlı tutulduğuna, yol alma arzusundaki samimiyete, her daim ''mürid'' olduğuna işarettir.