20 Şubat 2011 Pazar

Sufi ve Köpek

Ebu Saîd'in Sûfî ve Köpekle Konuşması:


Vaktiyle sûfînin biri, bir yere giderken yol başındaki bir köpeğe sopasıyla ansızın vurdu. Köpeğe şiddetlice vurduğundan köpek feryadü figan etmeye başladı. Kızgınlıkla Ebû Saîd'in huzuruna koştu, kinle coşarak ona ayağını gösterdi ve o gafil sûfîye kısas yapılmasını istedi.


Şeyh sûfîye dedi ki :


''Ey vefasız! Bu ağzı var, dili yok hayvana bu cefayı niçin ettin? Bak, ayağını kırmışsın.''


Sûfî,


''Şeyhim! Kusur bende değil, köpekte. Elbiseme süründü. Artık o elbiseyle namaz kılamam. Lâf olsun diye değil, bu yüzden benden sopa yedi'' dedi.


Köpek orada feryat edip duruyordu.


Şeyh, köpeğe;


''Sen gönlünü hoş tut'' dedi. ''Aldırma! Sen hangi cezayı vermemi diliyorsan söyle, ben onun cezasını vereyim. Yalnız bu cezayı kıyamete bırakma. Dilersen onu ben cezalandırayım. Yalnız senin kızgınlığını istemem, hoşnut olmanı dilerim.''


Köpek, o vakit dedi ki :


''Ey eşi bulunmaz şeyh! Onun elbisesini sûfî elbisesi gördüm de bana bir zararı dokunmaz sandım. Beni böyle her yerimden yakıp yandıracağını nereden bilirdim! Resmî elbiseler giyinmiş birini görseydim yanına bile yaklaşmazdım. Fakat selâmet ehlinin elbisesini görünce ona güvendim. Ona ceza vereceksen hemen şimdi ver. Onun üstünden sûfî elbisesini çıkar da herkes şerrinden kurtulsun. Çünkü böyle bir ziyanı rindlerden bile görmedim ben. Ondan selâmet ehlinin hırkasını çıkar. Bu ceza, kıyamete kadar yeter ona.''



Ey kardeşim! Eğer bir köpek bile Allah(cc) katında böyle bir makama sahipse senin kendini köpekten üstün sayman haramdır. Kendini köpekten üstün görüyorsan bilmiş ol ki bu senin köpekliğindendir. Eğer böyle hakir bir halde toprağa atılırsan şüphe yok ki baş aşağı gidersin. Sende bu dik başlık varken şüphe yok ki daha fazla aşağılanırsın. Bir avuç topraktan yaratılmışken nasıl böyle konuşabilirsin...?