16 Nisan 2010 Cuma

Gaflet, Kalp ve Ruh Hafızasının yitirilmesidir

Bir hükümdarın her şeyi unutarak izbe sokaklara düştüğünü hayal edin: Üst baş perişan, bir kuru ekmekle açlığını bastırmak için insanlara el açıp yalvardığını. Ayaklar atına alınıp alay edildiğini, hakarete uğradığını. Ne bilsin bir zamanlar o ülkenin hükümdarı olduğunu. Kendisiyle alay edenlerin bir zamanlar kapısına bile yaklaşamadıklarını. İşte kalp ve ruh da beden ülkesinin hükümdarıdır. Eşrefi mahlukat olarak yaratılan, tüm alemlerin yaratıcısının halifesi olan insan, gafletle; hafızasını yitirip gerçek değerini kaybederek, nefsinin heva ve hevesinin ayakları altında her an hakarete uğrar. Onların oyuncağı haline gelir.


O nedenle Haris el-Muhasibi(k.s) buyuruyor ki; Kalbin Allah'tan gafil kalması bir kul için bela ve musibetlerin en büyüğüdür. Çünkü gaflette kişinin aklı örtülür, bir uyuşukluk sarar. Muhakeme yeteneğini yitirir. Gerçek bilğiden uzaktır. Başına gelecek tehlikenin farkında değildir. Tıpkı emekleyen bebekler gibi, bir uçurumun yanındayken bile tehlikeyi sezemediğinden oradan aşağı emeklemeye devam edebilir.