24 Aralık 2011 Cumartesi
Sözün Özü
''Ey insan!
Anla ki insanın elindeki can ne ise edep de odur. İnsanın kalbindeki, göğsündeki nurlar edepten ibarettir. Ayağını iblisin kafasına koymak, ona hakim olmak istiyorsan gözünü aç anla ki, şeytanı öldüren edeptir.''
11 Aralık 2011 Pazar
İlahi Yakınlık
Ey Talip, Cenab-ı Hak seni halktan soğutursa, sana dostluğunun kapısını açacak demektir.
İlahi üns kapısı insanlardan uzak durmakla açılır. Marifet ehlinin insanlarla dostluk pazarı kurması hakikatte iflas alametidir. Çünkü ne zaman üns kapısı açılırsa, halktan uzaklaşma ve Hak huzurunda tahakkuk ve vahdet hasıl olur.
Atâullah İskenderi(ks.)
2 Aralık 2011 Cuma
27 Kasım 2011 Pazar
Tasavvuf Odur ki;
25 Kasım 2011 Cuma
21 Kasım 2011 Pazartesi
Hırsız
8 Kasım 2011 Salı
Mürşitler Aynadır
4 Kasım 2011 Cuma
Ben, Senin...
31 Ekim 2011 Pazartesi
Ne Söylüyor, Ne Yapıyoruz
Şekik Zahid rh. şöyle der:
İnsanlar bazı işlerinde sünnet'e şöyle muhalefet ederler:
~Allah rızkımıza kefildir derler, fakat bir şeyler biriktirmedikçe kalpleri tatmin olmaz.
~Ahiret, şüphesiz dünyadan hayırlıdır derler, ama mal biriktirdikerini ve Allah yolunda infak etmediklerini görürsün. Sanki onlar bu dünyaya Rablerinin rızasını, ahiret yurdunu kazanmak için değil de, sadece günah yüklenmek için gelmişler.
~Bir gün mutlaka öleceğiz, kurtuluş yok derler, sonra da akıllarına hiç ölüm gelmeyen kimselerin, dünya ehlinin yaptıklarını yaparlar.
26 Ekim 2011 Çarşamba
23 Ekim 2011 Pazar
Vuslata Vesile Olan Günah ve Uzaklığa Sebep Olan Taat
Cenab-ı Hak çok defa sana taat kapısını açar da kabul kapısını açmaz. Bazen de işlediğin bir günah, seni Hakk'a eriştirir.
Eşyaların suretlerine değil hakikatlerine nazar etmektir. Zira taatın sureti, ihlası bozan bir takım afetleri içerdiğinden kabulü iktiza etmez. Günahın sureti(dış görünüşü) de bazen Hakk'a yaklaşmaya ve ulaşmaya sebep olur; uzaklaşıp kovulmayı gerektirmez. Hatta bazı günahlar vardır ki sahibini cennete sokar.
Taat dairesinde bazen kabül kapısının açılmaması, taatin ucb ve riyayı gerektirmesinden, kulun taate güvenip kibirlenmesinden, günahkarı hor görmesinden dolayıdır. Bunlar ihlası bozan taat afetleridir.
Bazı günahların vuslata ulaştırması ise günah işleyenin mağfiret kapısına sığınmasına, özür dileyip nefsini kötülüyerek saf ruhları yardıma çağırmasına sebep oluduğundandır.
Ataullah İskenderi (ks.)
17 Ekim 2011 Pazartesi
Üzüntün, Bilmediğinden
Cenab-ı Hakk'ın vermemesinden dolayı üzülmen Cenab-ı Hakk'ı bilmediğindendir.
Vermesi de vermemesi de Cenab-ı Hakk'ın iki büyük nimeti olduğu için her iki halde de zevk ve sefa almak gerekir. Verilince rahatlamak, vermemesiyle elemlenmek ilahi tecelliden habersiz olmaya delil olur. Çünkü, Cenab-ı Hakk dünyevi istekleri/fani olanı vermemekle/vermemesi/ baki olana sevk etmek içindir.
-Hikem-i Atâiyye-
Atâullah İskenderi
Atâullah İskenderi
12 Ekim 2011 Çarşamba
İsyan Etmişim
Aya öfkelenmişim ben,
İşte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum.
Padişaha kızmışım,
Çırılçıplak bir yoksul olmuşum.
Güzeller sultanı gel demiş,
Evine çağırmış beni.
Ben bir yolunu bulmuşum,
yola baş kaldırmışım.
Sevgilim baş çeker, naz ederse,
gamlara atar, kararsız korsa beni,
bir kez olsun ah demem, inad için.
Ah'a da kızmışım ben.
Bir bakarsın altınla aldatırlar beni o.
Bir bakarsın şanla şerefle aldatırlar beni.
Oysa altın falan istemiş değilim ondan,
şanla şerefe hele çoktan boş vermişim.
Ben bir demirim,
mıknatıstan kaçıyorum.
Bir saman çöpüyüm ben,
mıknatıslara yan çizmişim.
Ben öyle bir zerreyim ki,
bütün âleme isyan etmişim.
Havaya, toprağa isyan etmişim,
Ateşe, suya isyan etmişim.
Altı yöne isyan etmişim.
Beş duyuya isyan etmişim.
Hava, toprak, ateş, su da neymiş ki,
altı yön de neymiş,
beş duyu da ne.
Benim için hiç bir şey umurumda değil.
İşte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum.
Padişaha kızmışım,
Çırılçıplak bir yoksul olmuşum.
Güzeller sultanı gel demiş,
Evine çağırmış beni.
Ben bir yolunu bulmuşum,
yola baş kaldırmışım.
Sevgilim baş çeker, naz ederse,
gamlara atar, kararsız korsa beni,
bir kez olsun ah demem, inad için.
Ah'a da kızmışım ben.
Bir bakarsın altınla aldatırlar beni o.
Bir bakarsın şanla şerefle aldatırlar beni.
Oysa altın falan istemiş değilim ondan,
şanla şerefe hele çoktan boş vermişim.
Ben bir demirim,
mıknatıstan kaçıyorum.
Bir saman çöpüyüm ben,
mıknatıslara yan çizmişim.
Ben öyle bir zerreyim ki,
bütün âleme isyan etmişim.
Havaya, toprağa isyan etmişim,
Ateşe, suya isyan etmişim.
Altı yöne isyan etmişim.
Beş duyuya isyan etmişim.
Hava, toprak, ateş, su da neymiş ki,
altı yön de neymiş,
beş duyu da ne.
Benim için hiç bir şey umurumda değil.
10 Ekim 2011 Pazartesi
Yağmur
6 Ekim 2011 Perşembe
Aşıkların Ahvali
İbn Ebu’l Havari Hazretleri anlatıyor:
Ez cümle, burada ifade buyurduğu: Aşık zatlardan, Sadık zatlardan, Arif zatlardan, has kullardan bizleri ayırmasın ki, o birlikteliğin yüzü suyu hürmetine onların halleriyle bizler de hallenelim. Biz de o gecelerin aşıklarından olalım, lütfedilen manaya nail olan seçkin kullarından olalım. Cenab-ı Hak her iki cihanda da bizi kendileri için korku ve hüzün yoktur dediği kullarından ayırmasın.
Bir gün Ebu Süleyman Darani Hazretlerinin huzuruna vardım. Gördüm ki pek çok ağlıyor, şaştım ve sebebini sordum.
Dediler ki:
‘’Ya Ebu’l Havari, gece karanlığı bütün ufku kaplayıp gafil gözler tecelli nurundan kapandığı ve her dost dostuyla yalnız kalarak vuslat neşesine daldığı zaman muhabbet ehlinin tam bir incelik ve hassasiyetle azaları yumuşar, hasret gözyaşları yüzüne akmaya, çenelerinden damlamaya başlar. İşte o vakitte Cenab-ı Hak Hazretleri Cebrail’e iltifat eyleyip buyurur ki:
Yeryüzünde her kim benim sözümle tatlanır, zikrimle rahatlarsa ben onların odalarındaki hasretli hallerini bilirim, aşıkça inlemelerini işitirim. Doğruca içlerine in ve onlara de ki: Ey Aşıklar, siz sevdiğini üzen bir sevgili gördünüz mü? Hiçbir dost dostuna azap eder mi? Karanlık gecelerde ilahi divanına sığınanları azarlayıp suçlar mı? Bu Cenab-ı Hakk’ın şanına yakışır mı? Zatı ulûhiyetime kasem ederim ki, yevm-i kıyamette huzuruma geldiklerinde izzetli yüzümden yetmiş bin perdeyi kaldırarak arz-ı cemal ederim.’’
Artık ben nasıl ağlamayayım?
Artık ben nasıl ağlamayayım?
Atâullah İskenderi
Ez cümle, burada ifade buyurduğu: Aşık zatlardan, Sadık zatlardan, Arif zatlardan, has kullardan bizleri ayırmasın ki, o birlikteliğin yüzü suyu hürmetine onların halleriyle bizler de hallenelim. Biz de o gecelerin aşıklarından olalım, lütfedilen manaya nail olan seçkin kullarından olalım. Cenab-ı Hak her iki cihanda da bizi kendileri için korku ve hüzün yoktur dediği kullarından ayırmasın.
1 Ekim 2011 Cumartesi
Has İsim
Varlığın Tacına dair,
Ya (M...!)
Noktalı yerde O'nun ismi, has ismi... Mukaddes has isim... Yani mukaddes isme, nida siğasıyla hitap ediyordum.
-Onu çıkar oradan, buyurdular; Allah'ın Resulune, has ismiyle ve nida sığasıyla hitap olunmaz.
-Niçin efendim?
-Haya meselesi!.. Allah(c.c.) bile kur'anında, Sevgilisine, has ismiyle nida ederek hitap etmedi.
Büyük bir sır karşısında yandım, kül oldum. Bizzat Allah'ın haya gösterdiği sır...
-Kur'anın hiç bir yerinde böyle bir hitap yok mu?
Kısa ve sert:
-Hiç bir yerinde!
Gerçekten -de ki-manasına -gûl- kelimesiyle başlayan bir çok ayette, bu hitaptan sonra isim gelmediği, gözümün önünden geçiverdi. Buna karşılık, bir çok tefsircinin -ya M...!- diye kullandıkları klişelerdeki kabalık içimi burkuttu.''
Necip Fazıl kısakürek ve Abdülhakim Arvasi(ks.) arasında geçen bir diyaloğ
Ya (M...!)
Noktalı yerde O'nun ismi, has ismi... Mukaddes has isim... Yani mukaddes isme, nida siğasıyla hitap ediyordum.
-Onu çıkar oradan, buyurdular; Allah'ın Resulune, has ismiyle ve nida sığasıyla hitap olunmaz.
-Niçin efendim?
-Haya meselesi!.. Allah(c.c.) bile kur'anında, Sevgilisine, has ismiyle nida ederek hitap etmedi.
Büyük bir sır karşısında yandım, kül oldum. Bizzat Allah'ın haya gösterdiği sır...
-Kur'anın hiç bir yerinde böyle bir hitap yok mu?
Kısa ve sert:
-Hiç bir yerinde!
Gerçekten -de ki-
Necip Fazıl kısakürek ve Abdülhakim Arvasi(ks.) arasında geçen bir diyaloğ
21 Eylül 2011 Çarşamba
O ve Ben
''Güya seni yazdım...
Soluk bir kumaş üzerinde hareli lekeler güneşi ne kadar gösterebilirse, bu kargacık, burgacıklar da seni o derecede anlatabilir...
Eğer bu arada, kendimden, nefsimden bir çok şey kattımsa, yine hareli lekelerin güneşe bağlı olmasından; ucunda sen varsın, diye. Bu ölçü dışında, nefsim için, kendi başına ele aldığım tek nokta sanmıyorum.''
''Bu eser, dünyaya gelişimden bu güne kadar en hususi renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatımın hikâyesi ve asıl O’nu tanıdıktan sonra manasını anlamaya başladığım vücut hikmetinin bende tecelli eden yakıcı ifadesidir.''
Soluk bir kumaş üzerinde hareli lekeler güneşi ne kadar gösterebilirse, bu kargacık, burgacıklar da seni o derecede anlatabilir...
Eğer bu arada, kendimden, nefsimden bir çok şey kattımsa, yine hareli lekelerin güneşe bağlı olmasından; ucunda sen varsın, diye. Bu ölçü dışında, nefsim için, kendi başına ele aldığım tek nokta sanmıyorum.''
''Bu eser, dünyaya gelişimden bu güne kadar en hususi renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatımın hikâyesi ve asıl O’nu tanıdıktan sonra manasını anlamaya başladığım vücut hikmetinin bende tecelli eden yakıcı ifadesidir.''
~O ve Ben~ bir müridin mürşidine bakışıdır. Müridane bir bakıştır, dolayısıyla Necip Fazıl'ın, üstadın esere verdiği kıymet de tam anlamı ile müridanedir. Okunası...
18 Eylül 2011 Pazar
Ya Nimetle, Ya Mihnetle
12 Eylül 2011 Pazartesi
Aklı Selim Olmamış Akıl
11 Eylül 2011 Pazar
7 Eylül 2011 Çarşamba
Sen Eğri İsen Alem de Eğri
İmam Şa'rani(ks.) hazretleri buyuruyor ki:
''Ne zaman Allah'a isyan edip gaflette bulunsam, eşeğimden horozuma, kedimden köpeğime kadar bana kızıp düşman olurlardı. Aslında itaatkar olan hanımım ve çocuklarım bana sert çıkarlardı. Ben eğri isem ev halkı da eğri, ben doğru isem alem dosdoğru olurdu.''
5 Eylül 2011 Pazartesi
2 Eylül 2011 Cuma
Günahtan Daha Kötü Olan
Avvam b. Havşeb rh. şöyle diyor:
Şu dört şey işlenen günahtan daha kötüdür:
• Günahı terk etmemesine rağmen affedilmeyi beklemek.
• Günahı hemen cezalandırmadığı için Allah Tealâ’nın müsamaha gösterdiğini düşünmek.
• Günah işlemekte bile bile ısrar etmek.
• Yaptığı ibadeti işlediği günahın karşılığı olarak görüp bağışlandığı düşüncesine kapılmak.
Şu dört şey işlenen günahtan daha kötüdür:
• Günahı terk etmemesine rağmen affedilmeyi beklemek.
• Günahı hemen cezalandırmadığı için Allah Tealâ’nın müsamaha gösterdiğini düşünmek.
• Günah işlemekte bile bile ısrar etmek.
• Yaptığı ibadeti işlediği günahın karşılığı olarak görüp bağışlandığı düşüncesine kapılmak.
1 Eylül 2011 Perşembe
Kalp Gündemi
30 Ağustos 2011 Salı
Bayramımız Mübarek Olsun
28 Ağustos 2011 Pazar
Ramazanın 29. Gecesi
27 Ağustos 2011 Cumartesi
Ramazanın 28. Gecesi
26 Ağustos 2011 Cuma
Ramazanın 27. Gecesi
Ramazanın 27. gecesi teravih namazını kılana:
Allah’ın emriyle cehennemin kapıları kapanır.
Affetmeyi seven Rabbimiz'in rahmet kapılarını sonuna kadar açtığı, bin aydan daha hayırlı olan bu gecede, Allah (c.c.) dualarımızı kabul etsin inşallah. Duanın karşılıklı olanı makbuldür. Dualarımız karşılıklı olsun...
Kadir gecesinin -ihyası için- bakılabilir.
Kadir Gecemiz mübarek olsun!
25 Ağustos 2011 Perşembe
Ramazanın 26. Gecesi
24 Ağustos 2011 Çarşamba
Ramazanın 25. Gecesi
23 Ağustos 2011 Salı
22 Ağustos 2011 Pazartesi
Ramazanın 23. Gecesi
21 Ağustos 2011 Pazar
Ramazanın 22. Gecesi
20 Ağustos 2011 Cumartesi
Ramazanın 21. Gecesi
19 Ağustos 2011 Cuma
Ramazanın 20. Gecesi
18 Ağustos 2011 Perşembe
17 Ağustos 2011 Çarşamba
16 Ağustos 2011 Salı
Ramazanın 17. Gecesi
Ramazanın 17. gecesi teravih namazını kılan:
Dünyadan çıkmadan Cennet-i Ala’daki makamını görür.
Dünyadan çıkmadan Cennet-i Ala’daki makamını görür.
Ramazanın 17 si ve Bedir Gazvesi...
Allah(cc) müslümanlara zafer nasip etmiştir... Ramazanın onyedisi gecesinde Ashabı bedirin isimlerini zikretmek, onlarla dua etmek oldukça faziletlidir. Ve bir nebze de olsa o günü, geceyi yad etmekli...
Allah(cc) müslümanlara zafer nasip etmiştir... Ramazanın onyedisi gecesinde Ashabı bedirin isimlerini zikretmek, onlarla dua etmek oldukça faziletlidir. Ve bir nebze de olsa o günü, geceyi yad etmekli...
15 Ağustos 2011 Pazartesi
Ramazanın 16. Gecesi
14 Ağustos 2011 Pazar
Ramazanın 15. Gecesi
13 Ağustos 2011 Cumartesi
Ramazanın 14. Gecesi
12 Ağustos 2011 Cuma
11 Ağustos 2011 Perşembe
10 Ağustos 2011 Çarşamba
9 Ağustos 2011 Salı
8 Ağustos 2011 Pazartesi
Ramazanın 9. Gecesi
7 Ağustos 2011 Pazar
Ramazanın 8. Gecesi
6 Ağustos 2011 Cumartesi
Ramazanın 7. Gecesi
5 Ağustos 2011 Cuma
Ramazanın 6. Gecesi
4 Ağustos 2011 Perşembe
Ramazanın 5. Gecesi
3 Ağustos 2011 Çarşamba
Ramazanın 4. Gecesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)